Adana Demirspor, İzmir deplasmanında Altay karşısında hiç bir varlık gösteremedi ve Adana’ya eli boş dönüyor…
Yenilgi kar etkisi yaptı, bizimkiler üşüdüler, dondular, büzüldüler, bitkindiler…Futbol oynama iştahları yoktu nitekim futbol oynamadan, karşı kaleyi rahatsız etmeden, üç pası birarada yapamadan, hava topu kazanamadan taraftarlarını kahrettiler…
Altay deplasmanında yenilmek, Dünyanın sonu değil, bir çok takım yenilebilir, biz de yenildik. Ama konu, oyuncularımızın mücadeleden kaçınması, sonuca isyan etmemesidir…Takımın sorunu belli. Taraftar ve yönetim baskısı sonucu Özgüven kaybı…Kimse riske girmiyor, adam eksiltmeye yeltenmiyor, rakip kaleye şut çekmiyor, dikine oynamıyor…
Devlet memuru zihniyeti ile oynuyorlar…’’Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım’’… Hayır…Gözlerini açacaksın, elinden gelenin fazlasını yapacaksın…
Kalede Kurtuluş, geçen hafta ki kahramanımız, kurtarıcımız…Altay karşısında da önemli bir kurtarışa imza attı…Sakatlanma, oyunu soğutma, vakit geçirme dürtüsü, her maçta olduğu gibi bu maçta da nüksetti…Niçin bu tür oyundan çalmalar, skor lehimize olduğunda gerçekleşiyor da, aleyhimize olduğunda olmuyor…
Sağbek Emre Nefiz, alışık olmadığım mevkiide oynamasına karşın, sırıtmıyor…Hücumda ve savunmada, yettiğince mücadele ediyor…
Semih– Rassoul’dan oluşan defansın göbeğinden şikayetçiyim…Bütün maç boyunca aralarında pas…Oyun kurma çabaları ama Altay’ın ileride baskısı sonucu kuramama…Duran toplarda hava hakimiyeti eksikliği…Kazandığımız duran toplarda ileri gidiyorsunuz, bir tane vurun gol olsun be evladım…Daha siftahınız yok…
Solbek Mehmet Uslu…Kontrol ettiği Altay’ın 38 lik oyuncusu gol atıyorsa, eyvah eyvah…Senin kullandığın duran topları arkadaşlarınla buluşturamıyorsan, dağlara taşlara gidiyorsa eyvah eyvah…Bence transferde en çok gereksinim duyulan mevkii…
Ön liberoda Hamidou Traore, Altay karşısında çırpındı, donmamaya çalışandı, arkadaşlarını ateşlemek istedi ama ne gezer…Tek kişiyle bahar gelmedi…
Sinan– Aosman– Erdal takımımızın orta alanında görev alacak, rakiplerine dokunan, rahatsız eden türde oyuncular değiller…Hücumda çoğalamıyorlar, savunmada yoklar…Hata yapmaktan korktukları için risk almıyorlar, dolayısıyla cılız kalıyorlar…
Berk Yıldız, Altay karşısında sıfır çekti, oyuna katkısı yoktu…Mutlaka hatayı kendinde arayıp aynaya bakmalı…Özel yaşantısına dikkat edip, futbol zekasını geliştirmeli, dağınık, verimsiz, kollektif olmayan oyun tarzından kaçınmalı…
Koseçki…Bir istikrar yakala da, ne olduğunu anlayayım…Et misin? Balık mısın? Karar veremedim. Erzurum karşısında iyi oynuyorsun, tamam diyorum…Altay karşısında ara ki, bulasın…Yok mu bunun ortası, istikrarı?
Samed Ali…Mevkiisi asla santrfor değil…Pivot santrfor mu? Değil… Defans arkasına koşu yapan sprinter mi? Değil… Golü kokluyor mu? Bulunması gereken doğru yerde mi? Bence kendine başka bölge seçmeli, çalışkanlığı ve presi ile orta alanda yararlı olabilir…
Gladkky…Ne için bizim takımda, bilmiyorum? Shaktar Donets gibi bir takım da nasıl oynamış, bilmiyorum?
Uğur hoca…Takıma dokunması, oyuna etkisi hissedilmiyor…Risk almıyor…Gladkky’i forvet oyuna alıp hücumu ikiliyor ama forvet çıkarıyor…Farklı oyun şablonu yok. Altay gelemiyor, defansı üçlesene, hücumda çoğalsana…
Özetle…
Bu teknik kadronun ve oyuncu grubunun vereceği bu.. 15 maçta 18 puan…Başkan Murat Sancak büyük ölçüde sil baştan yapacağa benziyor…Makas çok açıldı. Takıma katkısı olacak 6-7 oyuncu hazırlık kampına ve maçlarına mutlaka yetişmeli. Sezonu ikinci yarısına hazır girmeliyiz…Kaybetme lüksümüz kalmadı…